6) Veriler ve Hedeflerle Yönetilen İşletme.
Her işletme faal olduğu her gün büyük miktarda veri üretmektedir. Büyük veri ve veri madenciliği gibi kavramlar işletme sahibinin korkusu değil en büyük yardımcısı olmalıdır.
Doğru kurgulanan rekabet analizi, finansal raporlama standartları ve anahtar performans göstergeleri (KPI) doğrultusunda yönetim işletmeyi “fit” ve değerli hale getirecek adımlardır.
7) Finansal Mühendislik.
İşletme sahiplerinin en az donanımlı oldukları konulardan biri finansal okuryazarlıktır. Bu fonksiyon sadece muhasebe veya finans departmanına bırakılmamalıdır. Her hissedar tüm finansal tabloları çok iyi analiz edebilmelidir. Bunun sonucunda işletme kaynakları (özkayak-pasif) ve varlıkları (aktif) en yüksek verim alınacak şekilde değerlendirilmelidir.
Örneğin; Yapılan önemli hatalardan biri gerçek “değerin” sabit kıymetlerden (fabrika, makine, demirbaş, araçlar) elle tutulmayan varlıklara (marka, patent, insan kaynakları, inovasyon, ar-ge, teknoloji) kaydığını görememek olmaktadır.
İşletme fiziki yatırımlara ne kadar bağımlıysa, dünün kurallarına o kadar bağımlı demektir.
Geleceğin kurallarını; sabit kıymetlerin minimize olduğu, elle tutulmayan değerlerin işletme değerinin %80’indan fazlasını oluşturduğu şirketler yazmaktadır. İşletme sahipleri şirket bilançosunda bulunan sabit kıymet değerinin toplam aktif büyüklüğün %20’sinin altında kalmasını hedeflemelidir.
8) Büyüme potansiyelinin ve büyüme stratejisinin netleşmesi.
Unutulmamalıdır ki yatırımcı işletmenin geçmişine ve bugünkü performansına bakar ama satın aldığı işletmenin geleceğidir.
Somut, iyi planlanmış büyüme stratejisinin işletme değerine ve satılabilirliğine etkisi çok fazladır. İşletme gelecek yıllarda ürün gamını, hedef müşteri kitlesini, faaliyet göstereceği coğrafyayı ve odaklanacağı rekabet avantajını yazılı dokümante etmelidir. Tüm ekibin anlamasını ve sahiplenmesini sağlamalıdır.
9) Bağımsızlık Kuralı.
İşletme cazibesine en çok etki eden etmenlerin başında bağımsızlık kuralı gelir. İşletmenin tek bir müşteriye veya tek bir kilit çalışana bağımlı olması ileride karşılaşılacak risklerini artırmaktadır.
Cironun %50’sini tek bir müşteriden elde eden, satışların %50’sinin tek bir satış temsilcisinin yaptığı yapı yatırımcı için önemli risk faktörleridir.
Bağımlılık oranının %15’in altında tutulması hedeflenmelidir. Her alanda bağımlılığım azaltılması yatırım cazibesini artıracaktır.
10) Serbest Nakit Akımının Kalitesi.
İşletmenin nakit akışı yaratabilme kabiliyeti birçok açıdan net kardan daha önemlidir. İşletme mali yıl sonunda işletme sermayesi ve yatırım sermayesi ihtiyacı karşılandıktan sonra optimum hissedar getirisi üretebilmelidir. Bazı şirketlerde 5 yıl süresince her yıl %50 ciro artışı olmasına rağmen serbest nakit akımı üretilemediğini gözlenmektedir.
Kaliteli serbest nakit akışı için; yüksek karlılık, düşük sabit kıymet yatırımı ve iyi yönetilen işletme sermayesi gerekmektedir.
